Depremdeki 48 saatlik gecikmeyi AFAD'daki görüşme mi çözecek?
İktidar bu seçimi kazanamazsa, ertesi gün bu ülkede tarihimizde ender gördüğümüz bir “48 Saat hesaplaşmasına” tanık olabiliriz. Konuyu da tahmin ettiniz… “Türk Silahlı Kuvvetleri neden 48 saat gecikmeyle sahaya indi…” Her ne kadar iktidarın bazı yazarl
Ertuğrul Özkök
Sozozkok@gmail.com -Deprem uzmanı değilim.
İyi bir siyasi analizci ise hiç değilim.
Her konuda saatlerce konuşabilecek “Yetenekli Bay Konuşan Kafa” da asla olamam.
Ama Allah vergisi bir kabiliyetim var.
Ufukta kalkan bir sosyal veya siyasal dalga, hele hele tsunami varsa, bazı hayvanlar gibi önden seziyorum.
İşte bu sezimle size şunu söyleyebilirim.
İktidar bu seçimi kazanamazsa, ertesi gün bu ülkede tarihimizde ender gördüğümüz bir “48 Saat hesaplaşmasına” tanık olabiliriz.
Konuyu da tahmin ettiniz…
“Türk Silahlı Kuvvetleri neden 48 saat gecikmeyle sahaya indi…”
Her ne kadar iktidarın bazı yazarları “Hayır gecikme olmadı, asker erkenden sahaya indi” diye yazıyorlarsa da…
Ülkeden herkesin çok iyi bildiği ve kamuoyu çoğunluğunun satın aldığı bir “Sır” var.
Ordu sahaya geç indi, ya da “İndirildi…”
Sırada bir gözlemci bile bu konuda iktidar içinde şimdiden başlayan büyük bir kavganın sinyallerini görebilir.
Taraf olmayacağım.
Sadece bu iç savaşın gazeteci olarak görebildiğim bazı “An’larını” alt alta yazacağım.
Karar sizin.
Bu gizli savaşın ilk işareti depremin beşinci gününde eliyor.
Erdoğan son derece gerçekçi bir değerlendirme yapıyor ve şunu söylüyor:
“Müdaheleleri istediğimiz hıza ulaştıramadık.”
Ancak bunun sorumluluğunu herhangi bir yetkiliye yükleyecek en küçük imada bulunmuyor.
Depremin yaygınlığına ve hava şartlarına bağlıyor.
Ancak “Geciktik” tesbiti daha o andan itibaren siyasi lügata giriyor.
---- ---- ----- ----- ----- ---- ---- ----- ----
Bu yazılardan sonra en önemli ikinci sinyal Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan geldi.
Akar, yanına komutaları da alarak yaptığı açıklamada askerin geç çıktığı söylentilerinin doğru olmadığını açıkladı.
Ayrıca dakika dakika bir kronoloji verdi.
“Saat 04.50’de İkinci Ordu Komutanımız görevinin başındaydı ve birliklerinden rapor almaya başlamıştı.
Saat 05.55 de afet koordinasyon kurulu kuruldu.
Saat 07.00 iki askeri nakliye uçağı pist başındaydı.”
Akar bu arada önemli bir ayrıntı verdi.
“Saat 05.10’da Cumhurbaşkanını arayarak bilgi verdim ve onayını aldım.”
Hulusi Akar’ın açıklamaları bütün medyanın gündemine giriyor.
Ancak öğleden sonra ilginç bir soru, özellikle internet sitelerinin ve sosyal medyanın gündemine düşüyor.
Ankara’da askeri çevrelerden iyi haber alan ve “Yetkin Rapor” adlı bir bir “Newsletter” yayınlayan Murat Yetkin, basın toplantısından hemen sonra, şu soruyu saatli bomba gibi kulislerin içine bırakıyordu:
“Akar, Erdoğan’dan her il ve ilçedeki askeri birliklerle anında müdahele için izin istedi ama AFAD’ın devreye girmesi için bekleme emri mi aldı?”
Arkasından da şu cümleyi yazıyordu:
“Akar’ın belki de söylemek istediği ama tam olarak söyleyemediği budur…”
Veya Akar’a yakın çevreler, bakanın basın toplantısında söyleyemediği bir şeyi soru formatında bazı gazetecilere mi fısıldıyordu?
Cevabı ne olursa olsun, gazeteciler üzerinden çok çarpıcı ve adı konmamış bir savaş patlıyor izlenimi doğuyordu.